Câbir Ibnu Semure (radiyallâhu anh) anlatiyor: "Ben, Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'la yüz defadan fazla birlikte oturdum. Ashâbi ona siirler
okuyor, cahiliye devriyle ilgili hadiseleri zikrediyorlardi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
da sâkitâne onlari dinlerdi. Bazan (anlatilanlara) onlarla birlikte
tebessüm buyurdugu olurdu."
AÇIKLAMA:
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) talim meclislerinde yorucu ve usandirici
olmamasi için zaman zaman israiliyata ait ibretli kissalarin anlatilmasina yer
verdigi gibi, siir okunmasina da yer vermistir. "Kalbi zaman zaman dinlendirmek"
nebevî emirlerden biridir: ‘Ravvehû’l-kulûbe sâaten ba’de sâatin’ Sadedinde
oldugumuz rivayeti te'yid eden fiilî bir sünnete göre, Hz. Peygamber'in
huzurunda Kur'ân'la birlikte siir de okunurdu. Bir defasinda Hz. Ebû Bekir
(radiyallâhu anh) böyle bir siir okuma seansi sirasinda meclise girer ve hayretle:
"Kur'an'la birlikte siir de mi?" diye tepki gösterir. Ancak Efendimiz onu teskin
maksadiyla:
"Evet, bir müddet bu, bir müddet de öteki!" buyurur. Ebû'd-Derdâ'nin su sözü
de meseleyi te'yid eder ve Resûlullah'in bu perensibinin zamanla yayginlasip
ashabca benimsenmis olduguna bir delil olur: "Hak (seyler)in talebinde daha
sevkli, daha gayretli olabilmek için kalbimi hak olmayan seyle (câiz olan lehviyatla)
dinlendiriyorum."
Aliyyü'l Kâri, Ashâbin gülüp Resûlullah'in tebessüm buyurduklari, cahiliye
umuruyla ilgili olarak anlatilan vakalara bir örnek kaydeder: "Cemaatten biri:
"Hiçbir put benimki kadar sahibine faydali olmamistir" dedi. Yanindakiler:
"Bu nasil oldu, anlat!" dediler. O açikladi:
"Ben putumu (hurma, süt ve tereyagi karisimi bir helvadan ibaret olan) hays'tanyapmistim
Kitlik senesinde hergün bir parça yemeye basladim."Bir digeri atilip:
"Ben de, bir gün iki tilkinin gelerek putumun tepesine çiktiklarini ve orada bevl
ettiklerini gördüm. Kendi kendime: "Bu ne biçim Rab ki, tilkiler çikip tepelerine
bevl ediyorlar?" dedim ve Ey Allah'in Resûlü! Sana gelerek müslüman oldum."