Kuran

[Ana sayfaya geri dön]


Kur’an Tercümesi Meallerin avamı nas için tehlikeleri

Asrın büyük Tefsir alimlerinden Elmali Muhammed Hamdi Yazır bu konuda şunları söylemiştir:

  •  “Allah’ı bilmeyen dünyaya sarılır, dünyayı bilmeyen kuruntuya sarılır. Kuruntuya sarılan dünyaya darılır. Yiğidi görmeyen ismine bayılır. Güzeli (Sevgiliyi) görmeyen resmine bayılır. Önünü görmeyen sonunda ayılır. Kanunu tanımayan kanun karşısında ayılır. Kitabı tanımayan hesap da uyanır. Kur’an’ı anlamayan da tercümesine dolanır.
  • Bundan dolayı memleketimizde Kur’an-ı Kerim tercümesi ismi altında neşredilen şöyle böyle bazı yayınlar görüldü. Öyle ki, bu tercümeler arasında Kur’an’dan değil de yabancı dillere yapılmış tercümelerden tercüme edilenler de bulundu. Gerçi bunu yapanların maksatlarının ne olduğunu Allah bilir. Şu var ki, dış görünüşe göre en büyük itici sebep, Kur’an’ı anlama ihtiyacı bahane edilerek bazı kitapçıların ticaret sevdasına düşmüş olmaları görülüyor. Bu da bilerek veya bilmeyerek ‘Hem kendilerini helak etmek, hem de dinlerini karıştırıp içinden çıkılmaz bir hale sokmak için’ (En’âm, 6/137) ayetinin ifade ettiği vadiye girmek oluyordu...” Elmali Muhammed Hamdi Yazır Hak Dini Kurandili.

Şeyhul islam Mustafa Sabri Efendi Kur’an’ı Tercüme faliyetlerinin henüz yeni başladığı dönemde konuyla ilgili yazdığı eserinde der ki:

Kur’an-ı Kerim’in tercümesi tefsirinden daha zordur. Kur’an’ın herhangi bir dile çevirisi namazda okunamaz. Türkiye’de, Arapça olan Kur’an’ın yerine geçecek Kur’an tercümesi faaliyetleri fitnedir.“ Şeyhul islam Mustafa Sabri Efendi Kuranı Tercüme meselesi.

Tefsirci Mahmut Topbas Hocada bu konudaki köşe yazısında der ki:

Sekiz ciltlik "Şifa Tefsiri"nin yazarı olarak söylüyorum ki, tefsirlerin veya meallerin hiç biri Kur’an-ı Kerim’in aynısı değildir.

Otuz yıldır meal savunması yapan bir dostum bir gün Cantaş’a geldi ve elindeki meali açarak "Biz Bu Kur’an’ı apaçık indirdik" diye bir meal okudu ve ardından "Bizim Ebu Hanife’ye, Şafi’ye ve diğerlerine ihtiyacımız yok. Biz Kur’an’ı okur ona göre amel ederiz" demişti.

Ben de ona "Kur’an Türkçe inmedi. Mealin ortasındaki Arapça bölümü oku ve apaçık manayı bana aktarıver" dedim.

"Ben Arapça bilmem" dediğinde "Hani apaçıktı?" dedim.

Ben ona "Sen mezhepsiz değilsin. Sen ateş mezhebindensin. Bu meali yazan sayın Ateş, Kur’an’ı okumuş, anladığını yazmış ve sen ona uyduğun için senin mezhepte imamın sayın Ateş’tir. Ben de İmam Ebu Hanife’nin anladıklarına uyduğumdan benim imamım da odur, dediğimde bu sözü çok mantıklı bulmuş ve Arapça öğrenmeye ve Kur’an’ı kendi dilinden anlama çalışmasına başlamıştı.

 

Cok acik bir sekilde diyorumki:

Kuran tercüme ve meali okumak avamı nas için sakıncalidir. Cünkü avami nas Kuran tercümesini okuyup oradan kendi kafasina göre anlayisina göre kümler cikarmaya yorumlar yapmaya kalkinca sapitir ve hatta sapitmalara sebep olur. Cünkü kuran ayetleri bircok mana ve hükümleri incelikler icerir. Bu ise meal ve tercümelerden anlasilamaz. Ne yazikki cogu tercüme meal okuyanlarin kendi görüs ve düsüncelerine tercüme ve meale göre degerlendirmelerde bulunup yanlis yollara düstükleri aci bir gercek.. Eline bir tercüme meal alanin aklina gelen ilk sey iste kuran baskalarina ne hacet bende anlarim deyip cikiyor. Mahmut Topbaş, Köşe yazısından alınmıştır

anket
 


Bu sayfayı nasıl buldunuz?
Iyi
normal
idare eder
kötü

(Sonucu göster)


sehir ismi veriniz
 
 
Bugün 4 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol