ESBÂBÜ VÜRÛDİ'I-HADİS

ESBÂBÜ VÜRÛDİ'I-HADİS

Hadis ilminin hadislerin ne maksatla söylendiğini araştıran dalı.
"Esbâbü'l-hadîs, vürûdü'l-hadîs" şek¬linde de kullanılan bu tabir hadislerin belli bir sebep, bir vesile veya bir durum dolayısıyla söylenmiş olmasını ifade et¬mektedir. Esbâb-ı nüzul âyetlerin nüzul sebepleri, nüzul zamanı ve mekânıyla İl¬gili hususlardan bahsettiği gibi esbâbü vürûdi'l-hadîs de hadislerin söyleniş se¬bepleri, söylendiği zaman ve mekânla ilgili hususlardan söz eder. Bu ilim umu¬mi hükümlerin tahsis edilebilmesi, mâ¬nası mutlak olan hükümlerin sınırlandı¬rılması, mücmel ve müşkil hükümlerin açıklanması, nâsih ve mensuh olanların bilinmesi, bir hükmün asıl sebebinin be¬yan edilmesi, kısaca hadislerin daha iyi anlaşılabilmesi için büyük önem taşımak¬tadır. Müteahhir dönem âlimleri bunu bir metodoloji konusu olarak ele alıp de¬ğerlendirmişlerdir.
Hadislerin pek çoğunun ne maksatla söylendiği bilinmemekteyse de bazıları¬nın vürûd sebebi bellidir. Hz. Peygam-ber'in, "Hangi günah daha büyüktür?"; "Hangi amel daha faziletlidir?"; "Cen¬nete girmeye vesile olacak amel hangi¬sidir?" gibi sorulara verdiği cevaplarla, açık denizlerde suya ihtiyaç duyan avcı¬ların deniz suyunu temizlikte kullanıp kullanamayacaklarına dair soruya deni¬zin suyunun temiz, ölüsünün helâl oldu¬ğunu söylemesi buna örnek teşkil eder. Vürûd sebebi bazan bir âyetin nüzulü de olabilmektedir. Nitekim En"âm sûre¬sinin 82. âyeti nazil olduğu zaman bu âyetteki "zulüm" kelimesini sahâbîler "haksızlık" şeklinde anladıkları için üzülmüşler, fakat Resûl-i Ekrem buradaki zulmün "şirk" anlamına geldiğini belir¬terek konuya açıklık getirmiştir.
  • Hadis kitaplarında hadislerin metniy¬le birlikte rivayet edilen vürûd sebeple¬ri, ilk zamanlarda bazı hadislerin bütün rivayetlerinde mevcut değildi. Meselâ Şahîh-i Buhâri'nin ilk hadisi olan, "Amel¬ler niyetlere göre değer kazanır" mealin¬deki rivayetin bir vürûd sebebi bulun¬duğu halde orada zikredilmemiştir. Ha¬disin başka rivayetlerinde ise, Mekke'¬de yaşayan ve hicret emri üzerine Me¬dine'ye gitmek isteyen Ümmü Kays ile adı bilinmeyen bir sahâbînin evlenmek istediği, Ümmü Kays'ın onun bu isteği¬ni Medine'ye hicret etmesi şartıyla kabul ettiği, sahâbînin de onunla evlenmek maksadıyla hicret ettiği belirtilmekte, bu arada diğer sahâbîlerin bu kişiye "Muhâciru Ümmi Kays" lakabını verdiği öğrenilmektedir. Bir hadisi rivayet eden muhtelif sahâbîlerden bazılarının daha sonraki dönemlerde vürûd sebebini de zikretmeye ihtiyaç duyması hadisin ne maksatla söylendiğinin bilinmesine im¬kân sağlamıştır.
Hadislerin bir kısmı belli bir sebebe bağlı olarak söylenmekle beraber bütün hadislerin vürûdunda bir sebep aranma¬sına gerek yoktur. Zira bazı hadisler Re¬sûl-i Ekrem'in yaptığı sohbetler ve ver¬diği öğütler sırasında ortaya çıkmıştır.
Esbâbü vürûdi'l-hadîs diğer hadis ilim¬leriyle aynı ölçüde gelişmediği için bu dalda pek az eser kaleme alınmıştır. Bu sahada ilk derli toplu eseri Ebû Hafs Ömer b. İbrahim el-Ukberrnin (ö. 387/ 997) yazdığı kaydedilmekteyse de [529] kita¬bın günümüze gelip gelmediği bilinme¬mektedir. Bu ilme dair belli başlı eserler şunlardır:
1- Süyûtî. Esbâbü vürûdi'l-hadîs, el-LümaQ iî esbâbi'l-hadîs adıy¬la da bilinen eser, çeşitli kaynaklardan derlenen ve fıkıh bablarına göre sırala¬nan doksan sekiz hadisin farklı rivayet-leriyle birlikte vürûd sebeplerini ihtiva etmektedir. Yahya b. İsmail Ahmed ta¬rafından yayımlanan [530] kitap üzerinde Seyyid Ömer Mürib (Câmiatü'l-Ezher) ve Abdü-lazîz Saîd et-Tühâyî (Câmiatü Melik Abdilazîz) yüksek lisans çalışması yapmışlar¬dır.
2- İbn Hamza el-Hüseynî, el-Beyân ve't - ta 'rîf fî esbûbi vürûdi '1 - hadîsi 'ş -şerîf. Orijinal bir eser olmayıp daha ön¬ceki çalışmalardan derlenerek meyda¬na getirilmiştir. Vürûd sebebi zikredilen 1154 hadisin alfabetik olarak sıralandı¬ğı kitabın muhtelif baskıları yapılmıştır. [531]
Ramazan Ayvallı. Esbâbü vürûdi'l-ha¬dîs ve Bunun İslâm Teşründeki Yeri ve Önemi adlı bir doktora tezi hazırla¬mıştır. [532]

Bibliyografya:

İbnü's-Salâh, 'Ulûmu'I-hadîs [533], Kahire, ts. (Dârü'l-Maârif), s. 698-713; İbn Dakfku'l-fd, Ihkâmü'l-ahkâm [534], Kahire 1374/1955, naşirin mukaddimesi, I, 12; İbn Hacer. Nüzhetü'n-na¬zar fî tavzihi Nuhbeti'l-fiker [535], Dımaşk 1413/1992, s. 144-145; Süyütî, Esbâbü üürûdi'l-hadts [536], Beyrut 1404/1984, naşirin mukaddime¬si, s. 5-29; a.mlf.. Elfiyye fî 'ilmi'I-hadîs [537], Kahire 1988, s. 182-184; a.mlf., Tedrîbü'r-râuî, s. 273; İbn Hamza el-Hüseynî, el-Beyân ve't-ta'rîf flesbâbi üürû-di'I-hadîsi'ş-şerff [538], Bey¬rut 1401/1981, naşirin mukaddimesi, s. 1-2; Abdullah b. Hüseyin Hatır el-Adevî, Hâşiyetü Lakti'd-dürer, Kahire 1904, s. 155; M. Tayyib Okiç, Bazı Hadis Meseleleri üzerinde Tetkik¬ler, İstanbul 1959, s. 22; Ramazan Ayvallı, Es¬bâbü uürûdi'l-hadîs ve Bunun İslâm Teşriin-deki Yeri oe Önemi (doktora tezi, 1979), Aü İla¬hiyat Fakültesi; Abdullah Aydınlı. Hadis Istılah¬ları Sözlüğü, İstanoul 1987, s. 53-54; Talât Koç-yiğlt. Hadis Terimleri Sözlüğü, Ankara 1992, s. 116 117
anket
 


Bu sayfayı nasıl buldunuz?
Iyi
normal
idare eder
kötü

(Sonucu göster)


sehir ismi veriniz
 
 
Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol